Haber

Temel Karamollaoğlu: Gazetecileri Gazetecilik Yaptıkları İçin Tutuklarsanız Kimse Sözlerinize Dikkat Etmez

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Filistin konusunda hükümeti eleştirerek, “Dahası ne yazık ki KYK yurtlarındaki asansörlerin güvenliğini bile sağlayamayan bir ülkenin mazlumlara güven vermesi mümkün değil. Kimse inanmıyor bu sözlere.” Başka ülkelerde yaşadıkları adaletsizliklere karşı kendi ülkelerinde adaleti tesis edemeyenler, sırf gazeteci oldukları için.” “Gazetecileri tutuklarsanız, tutukluluksuz yargılamanın esas olduğu bir dönemde tutukluluğu norm haline getirirseniz kimse sizin sözlerinizi dikkate almaz” dedi.

Saadet Partisi-Gelecek Partisi ortak Türkiye Büyük Millet Meclisi küme toplantısı bugün gerçekleştirildi. Saadet-Gelecek Kümesi olarak küme toplantısında Gazze Yaşananları incelemek üzere giden milletvekilleri heyeti söz alarak ziyarete ilişkin izlenimlerini milletvekillerine aktardı. Saadet Partisi Ankara Milletvekili Mesut Doğan, 3 Kasım’da 4 milletvekili olarak Gazze sınırına gittiklerini ve çalışmalarının 4 gün sürdüğünü belirtti. Doğan, soruşturma raporunu kamuoyuyla paylaşacaklarını duyurdu.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu küme toplantısında yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“İNSAN HAKLARI VE DEMOKRASİ SÖYLEMLERİNİZİ KALDIRIN: Özellikle mazlum Filistinlilerin yanında olduğumuzu haykırmayı misyonumuz olarak görüyoruz. Yıllardır Gazze’yi bir açık hava hapishanesine çevirenler, şimdi de bu sessizlikten aldıkları güçle onu tamamen ortadan kaldırmak için harekete geçti. 2023 yılının başından bu yana 10 binin üzerinde Filistinli hayatını kaybetti. Tüm dünya bu katliamlar karşısında sessiz kaldı, sessiz kalmaya da devam ediyor. Başka ülkelerin başbakanları, başkanları Tel Aviv’e gidiyor ama biz Gazze’ye gidemiyoruz. İşte Batı’nın ikiyüzlülüğü, işte İslam ülkelerinin çaresizliği, işte Türkiye’nin perişan durumu. Göz göre göre bir halk soykırıma uğruyor. İster istemez ‘insan hakları ve demokrasi söylemlerinizi sikeyim, normalleşme süreçlerinizi sikeyim, gerçek siyasi anlayışınızı sikeyim’ demek istiyoruz.

DEVLETE ÇAĞRIYORUM. HERKES BORÇLU’NUN SİPARİŞ ALDIĞINI BİLMELİDİR. KENDİ İHTİYAÇLARINI ÜRETMEYENLER BAŞKALARINA İHTİYAÇ DUYARLAR: Sivil dediğiniz kişiler kimler? Mescid-i Aksa’yı tüm Müslümanlar adına savunanları nasıl bu şekilde isimlendirebilirsiniz? Yoksa başkası gibi silahlı unsur mu diyeceksin onlara… İsrail’in bugüne kadar uyguladığı zulme durup son vereceğini sandılar. 1948-1967 yılları arasında Gazze’nin boşaltılmasını öneriyorlar. BOP’un sorunsuz çalışmasını sağlayan da bu adımdır. Bizim açımızdan bu konunun teklif edilmesi, gündeme getirilmesi dahi mümkün değildir. Bu, ‘Kıbrıs’tan vazgeçelim, Mavi Vatan iddialarımızdan vazgeçelim, işgali daha da genişletelim, Mescid-i Aksa’yı daha da sahipsiz bırakalım’ demekten başka bir şey değil. Bunu asla kabul etmeyeceğimizi herkes bilmelidir; biz işbirlikçi yaklaşımı temelden reddettik ve reddetmeye de devam edeceğiz. Diplomatik bağlarla kameralar önünde sembolik mesajlar veren, bu tür anlaşmaları kapalı kapılar ardında kabul eden bir anlayışla mücadelemizi sürdüreceğiz. Bütün bu gelişmeler Batı’nın emperyalist anlayışını açıkça ortaya koymuştur. Hükümete sesleniyorum. Borçlunun emir aldığını herkes bilmelidir. ‘Kendi ihtiyacını üretmeyen, başkalarına bağımlı hale gelir’ dediğimizi anlamadılar. ‘Mavi Marmara’yı ihmal ederek finansal gelişme olmaz’ dedik ve bunu öne sürmelerine rağmen açıklayamadık. Bugün gelinen nokta bellidir, arkadaşlarımız sadece kınamalarla, mitinglerle, kınamalarla durumu kurtarmaya çalışıyorlar.

GAZETECİLERİ SADECE GAZETECİLİK YAPTIĞI İÇİN TUTUKLARSANIZ, KİMSE SİZE İTİBAR VEREMEZ: Açlık sınırının 13 bin lirayı, yoksulluk sınırının 44 bin lirayı aştığı, emeklilerin sadece 7 bin 500 lira, taban ücretlilerin ise 11 bin 400 lira ceza aldığı bir ülkenin dış politikası etkili olamaz. Daha da kötüsü, KYK yurtlarındaki asansörlerin güvenliğini bile sağlayamayan bir ülkenin mazlumlara inanç vermesi mümkün değildir. Oturup gerçek anlamda konuşalım, kendi ülkesinde adaleti tesis edemeyenlerin, başka ülkelerdeki adaletsizliklere karşı söylediği cümleleri kimse itibar etmiyor. Gazetecileri sırf gazetecilik yaptıkları için tutuklarsanız, tutuksuz yargılamanın esas olduğu bir dönemde tutukluluğu norm haline getirirseniz kimse sizin sözlerinizi dikkate almaz.

İTİRAZIMIZ BOP’UN 21 YILDIR ADIM ADIM HAYATA GEÇİRİLMESİ VE EŞ BAŞKANI OLARAK YA ORTAK OLMASI YA DA ORTAK OLMAMASIDIR: İTİRAZIMIZ ŞUDUR: İktidara yönelik dönek eleştirilerimiz sadece bugünle ilgili değil. İtirazımız dünden bugüne yapılan hataların bizi bugünlere getirdiği noktayadır. Bizim itirazımız dünden bugüne satılan fabrikalaradır. Bizim tepkimiz, topraklarımız üzerinden Irak’a binlerce sorti yapılması oldu. Kurduğumuz cümlelerin tonunu belirleyen konu, BOP’un 21 yıldır adım adım uygulanmasıdır ve eşbaşkanlar olarak buna itirazımız, ya katıldığımız ya da katılmadığımızdır. İsraf, rüşvet ve yolsuzluk sisteminin ülkemizi getirdiği noktayı biliyoruz. 21 yıldır dile getirdiğimiz itirazımızın temel nedenleri bunlardır.

Kaynak: ANKA / Yeni

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu